Genellikle insanlar arasında yaygın olan hatalı bilgilerden biri, her bir yılın kedi yaşında yedi insan yılına karşılık geldiğidir. Bu bilgi yanlıştır çünkü kedilerin yaşlanması ilk iki yıl içinde çok hızlı bir şekilde gerçekleşir.

Yavru bir kedi ilk yaşında on beş yaşındaki bir insanın gelişimine paralel olarak yaşlanır. İkinci yılın sonunda yirmi dört insan yaşına ulaşmıştır. Sonraki dönemdeki her yıl ise yaklaşık dört insan yılına karşılık gelmektedir. Buna göre beşinci yılın sonunda bir kedi, kedi yaşına göre otuz altı yaşını tamamlamıştır. İlginç bir not da sokak kedilerinin iki kat hızlı yaşlandığıdır.

Dişler: Dişler, yaş belirten en iyi göstergelerdir. Yaşlı kedilerin dişleri genç kedilere nazaran daha kirlidir.

Yavru bir kedinin ilk dişleri ikinci ve dördüncü haftalar arasında çıkar. Kalıcı olan dişler ise dördüncü ayda oluşur. Buna göre kedinin ağzındaki dişler beyaz ve kalıcı ise birinci yaşı içinde olduğunu gösterir. Dişler üzerinde sararma gözleniyorsa bir veya iki, tüm dişlerde görünen tartar tabakası ise üç ila beş yaşlarındaki bir kediyi işaret eder. Dökülmüş dişlerin varlığı ise kedinin yaşlı olduğunu gösterir.

Kas Formu: En aktif hallerinde olan genç kedilerin bütün kasları açık olarak belirgindir. Daha yaşlı kedilerde ise sarkan deriler, belirgin kemikler ve çıkıntı yapmış omuz başları bulunur.

Kürk: Genç kedilerin genellikle yumuşak tüylü, iyi görünen kürkleri vardır. Yaşlı kedilerin kürkleri ise daha kalın ve sıkıdır. Erişkin kedilerde beyaz veya gri tüyler görülür.

Gözler: Parlak, temiz ve akıntısız gözler genç kedilerde olur. Kedilerin gözünde görülen bulutsu tabaka on ikinci yıl civarında ortaya çıkar. İncelenen gözün iris durumu da önemlidir. Yaşlı kedilerin gözlerindeki pürüzler genç kedilerde gözükmez, genç kedilerin irisleri oldukça düzdür.

Genel olarak kediler, taşıdıkları genetik özellikler ve sahipleri tarafından gösterilen ihtimam dahilinde oldukça uzun ömürlüdür. En uzun belgelenmiş kedi yaşı otuzdur. Pek çok kedi, yirmili yaşlarını görmeyi başarmıştır. Sokak kedileri ise hastalık, kazalar vb. ölümcül durumlar da göz önüne alındığında onuncu yıllarına zor ulaşabilmektedir.